Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DENGEM BOZULUYOR

Şehrin tüm duraklarında inmişim meğer gece yarıları Hiç binmesem bile kalbinden kalkan son otobüse Hep kalbinden geçmişim Anımsıyorum lambaları tüm yol boyu   Seni bulmam için tek tek yaktığın hani. Bir zemin düşün hep sallanan Duramazsın hani ayakta, başın döner Ayakların taşımaz seni, dengen kaybolur aniden İşte her ışıkta Dengem kayboldu.. Hiç görmemişim geceleri camdan duvarları Dokunup ulaşamadığında anlaşılırlarmış Öyle diyor şoför. Tuğla duvarlar ezberimdeydi aksine Yalanlarından yalnızlık taşan çatlak! En çok yalanlar aklımdan çıkmayan Pişmanlık ne munzur bir kelime Pişman olursun Sonra dersin – yer yarılsın ben içine gireyim İşte her yalanda Dengem bozuldu. Bütün sessizlikler sırtımdan bıçaklıyor şimdi Duraklar karanlık Meyilliyim hep ondan Meyilliyim meyletmeye Beklemek hep bana düşüyor Gönlüm hep git diyor- git! Her gidişte Dengem bozuluyor.

SERZENİŞ

Kapanınca tüm perdeleri hayatın Yağmurlar gözlerime doldu Göz bebeklerim son çırpınışları Sözler naçizane boyun eğişler Durmadan dönen haller Ve rakının son yudumunu harcamak istememen İstemem isli akşamların sabahını Sabahını ve sonrası akşamını İstanbul’un sokakları ne çok böyle Kaybolmak gerek Her birinde bir düş yakalamak kelebeklerle İşlemek gerek sokak duvarlarını yalnızlığa nakış nakış İmrenmek gerek sokak kedilerinin yaşamına Zıplayarak bir uçtan bir uca koşma-nara’larına Bir tıkırtı duyup irkilen ruhuma anlat Rakının son yudumunu harcamak istememen neden Yağmurlar gözlerime doldu Göz bebeklerim son boğulmaları Yollar bitmeyen buruk elveda deyişler Durmadan sönen hayaller Ve rakının son yudumunu harcamak istememen neden Her gözyaşı yol yorgunu Günlerden akşam Saatlerden öğle vakti bu gece İstemem korkma son kalanları Kireçli duvarlarından Kireçli duvarlarından ve sonrasından Demem o ki     ...

İLMEK

Resim

HINCI İNSANDAN ÇIKIYOR

İnsanın bir iz düşümünü aradı gözlerim Okyanuslara daldırdı elini Bardağın içinde kan Cinnetini bardağa doldurdu Halsiz kalan bilir halimi Susmak çok yoruyor Bardağın içinde kan İnsanın içine içine doluyor Bazı yapraklar hiç sararmıyor Hep kırmızı Nasıl bir günahsa dünya Hıncı hep insandan çıkıyor.

YÜKSEK İHTİMAL

Yüksek ihtimal balık kokuyor tüm kafesim Bütün o saçlarınız, ahtapot kolları Yosunlar, midyeler dolu Dalgaların köpüklü sabahları Yine kaldırım taşları Yine yüksek ihtimal korku kokuyor tüm gecelerim Kilidi bulunamayan benliklerin dehlizinde Mavilik siyahla boyalı, kuşlar ve onların kanatları Rivayet şudur ki; kandırılmak varmış kaderde İki kere, üst üste Belki üzülürüm bende Hem de kendi sözlerime Kara saçlı kediler kovalarım Suçumu dalgaların üstüne atar Bir geminin iskelesine yüklenmesini beklerim Mutlu bir yan yok Sol yanımda sağ yanım gibi yere döküldü Koluma yağmur damlası Bıçak yarası Ama Tel örgüler savaşa zimmetli unutma Sen bana duvarlar ör, rengârenk boya Kimseye zimmetli olmasın Aşılması zor, yüksek, kalınca bir duvar Ve bir kapısı olsun Asla fark edemediğim.

SIĞDA

Resim

VİCDAN SEFERİ

Ya günah dedikleri şey Sabahları mutlu uyanmaksa Uçurtmanın ipi Kaçtıysa bir çocuğun masum ellerinden Bakakaldıysak göğe öylece Masum bir çift gözden düşen O damlaları yakalamaya yetişemediysek Ne damlalara ne uçurtmaya Yazılır belki hanemize üç beş Masumiyet maskelerimiz mesken tutmuş bizi Karanlık bir el sarsıp durur geceleri Vicdan seferi Hudut olmuş sabahlar gecelere Bin çaput bağlanmış tellere Günahlar erişmiş tepelere Dualar hep ezbere Ya kaçtıysa insanlık Binip bir atın sırtına Dere tepe...