Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİR GEMİ MİSALİ

Bir gemideyim şimdi dört duvar Denizim  İçimdeki dalgalar Bulutlar, rüzgâr Hepsi duvarlarımda saklı Rotam bozuk bir pusula Tamir edemediğim   Benim için ağlayan gökyüzü var Bu duvarlar arasında Bir fısıltı Yok olmasını beklediğim bir yas Bana ağlamayı öğreten ne varsa Gitmesini beklediğim güvertesinden   Güneşe bürünen gökyüzü Kamaştırır gözlerimi, bakamam Gözlerim aydınlıkta bir hiç Özgürce uçan ne varsa boşlukta Sadece el yordamıyla Sadece el yordamıyla Kanatlarından yakalamaya çalışırım   Duvarlar seslenir İçimde dalgalar Bulutlara hakimiyet kurar Kaparım gözlerimi, Kendi gemime gömülürüm Yeniden bakarım duvarlarıma   Buradayım, kendi gemimde Maviye karışan bu gemide Bana hep bulmak öğretilmiş Hayat kaybetmeyi öğretirken Kayıp gemilerle dolu bu yüzden   İçinde olduğum mavi   Bu uyumsuzlukla bu rota Harikalar diyarında son bulacak Yine boğulacak bedenim Boğulmak izinsiz İzins...

DURULSA ZAMAN

Sakin kalsak şimdi Akışından uzak bir derenin İçinden sızan zamanın Yüzümüzden düşen yankıların İnce, yoksun yalnızlığın Sevgisizliğinden gecenin   Konuşmasak, derdin imleci Sızının harfleri asılı kalsa Kendini boynundan bir iple Hafif mor gökyüzü kalsa Kireçli bir boyunla Pembe eşarbı bize dolansa   Durulsa zaman Sakin kalsak şimdi Dışımızda rüzgarlar kuşları Geçmiş bizi kovalarken Otursak ölesiye Yüzümüzde ellerimiz Bırakıp bizi birbirine dolansa   Dolambaçlı yollar Bizim kıvrımlarımızdan ibaret Çirkinlikten uzak Cüceler ülkesinden Atılan taşlara teğet Bir zeytin ağacının altında Otursak ölesiye  

ÖYLE BİR...

Öyle bir yorgunluk ki Yoldan geçen biri el etse Gidip yanına anlatılmaz   Öyle bir yorgunluk ki Vücudumdaki yaralardan Daha yaralı, daha çirkin     Öyle bir yorgunluk ki Onu gördüğümde İçimde bir çocuk ölüyor   Öyle bir yorgunluk işte Bir çocuk öldürüyor

UMUT DOLU

Umut dolu şiirler Umutsuz insanların sığındığı -Yalan dünyaların Kırıntısıdır   Ve çocuklar Koştuğunuzda hep düşmezsiniz Düşmek, zaten var olmayan Başaramayacağınız bir dayatmadır   Düşmek Büyümekten ziyade Hiç büyümeyeceklerin Sizi küçük görmesidir   İzin vermeyin, bırakın Bırakın ağlasınlar Bırakın umursamazlık Nasıl düşürüyorsa düşürsün   Bırakın büyümesinler onlar Siz umutsuzlukla Tükene tükene bile Yokluğa kafa tutun   Bırakın, bırakın Herkes üzgün kalsın Yalandan mutlu olmasın Kimse ama kimse Bırakın bir roman Bir hikâye çıkmasın Bir cümlenin Kelimesi kalınsın   Tek kelime kalmak Yıkıntılar oluşturan Soluksuz bir romandan Bir hikâyeden daha cesur   Peki sen ne diyorsun buna Cesur ? -Artık konuşmak Tıpkı bir ipte yürümek gibi.

U-MUTSUZ ANLAM

Bir kere daha   Gözlerine karanlıkta Sözlerine karanlıkta Ellerine karanlıkta tutundum     Umudunla yeşerdim Koca bir çınar oldum son kez Yıkılmadım karşında Sadece bazı yakıldım   Bu dönem de sevemedi Bu dönemde yaşatamadı beni Bir gölgeye sığındım Nefessiz, donuk bir gölgeye   Sessizce bırakır insan Gölgeler şehrini, öğrendim Sessizce anlamsızlığı kavrar   Sessizce bakar   Tutunulan ne varsa Sığınılan ne varsa   Aranılan ne varsa Kimliğinde adına bakar   Baktım Adı:

SI-ZI

Hep biraz sızı bulunur Gittiğin yerde bulman gereken Ve sızısı büyükse gidenin Gelecek sadece ufak bir şakadır   Zamanın geçmesini bekleyen İzbelik içinde, içimde Gidenden kalan miras sızı Gideceğim güne kadar büyüteceğim   Büyüteceğim ve bugün gibi Gelecekte bir şakadan ibaret Şakadan ibaret olduğunu bilecek İnsanın sızısı ağır basar geleceğe

KİMSE

Önce düşlüyoruz, ardından düşüyoruz Dalımız kırılmadan her mevsim pes ediyoruz Yükümüz bir bavula sığamayacak kadar ağır Biliyoruz ama, unutarak ezberliyoruz sözleri   Kırık bir camdan geçiyoruz içeri İçerisi sözlerin gökyüzü olduğu bir içeri Dışarısı soğuk bir deniz ülkesi Garip rüzgarların estiği o eşikte üşüyoruz   Kalbin ince teni sıyrılıyor Duman kaplı bir kara parçası beden Titriyoruz, üstümüzde olmayanlarla Yalın ayak çöküyoruz şimdi   Vakit kararlı geçmekte Deniz, kararlı rüzgarlara yenik düşmekte Kararlıyız, hem de çok kararlıyız Acı çekmeye ve çektirmeye   Ama en güzeli ve tesellisi Belki bir armağanı tensiz kalbin O eşikte, yalın ayak Kimse acı çektiğini bilmiyor   Bilmemek ilk kez ürkütmüyor Çünkü biliyoruz ama unutarak Unutarak ezberliyoruz kendimizi Unutarak siliyor kendini gelecek

FIRÇA-SINIRDA DÖRTLÜKLER -IV-

İlk önce hayatı iştahla boyadım.  Ardından fırçalarımı öyle güzel  temizledim ki!  Tekrar boyamak gelmiyor içimden.