Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KÜFÜRLERİMİZ DEĞERLİ

O güzel küfürleri Bir dilek fenerine bağlayıp Bırakın karanlığınıza Durmadan yağmurlar yağdırsın Durmadan karlar düşürsün hayat Bırakın küfürleriniz yağmurunda Karında üstüne serilsin

MAHŞER

Sevgili sahnem Mahşeri tek perde taşımışlar karşıma Ekşi bir kan damlası bu Yüzü gözü buruşturan   Bazı geceler Huzursuz bir beden kılığında Aralarına karışıyorum yeniden gelmek için Zamanın koynuna   İnce sis perdesinin arkasından bakıyor Boşluk, gözlerinden yansıyorum   Çoğu gece iğrenerek dolandığım sokakların Darlığını ve bazı zamanlar çıkmazlığını   Aklımın sakinliğinden uzak haykırışlarıyla Yansıyorum   Mahşer tek perde, beden tek beden Ama başka kimliğim olup olmadığını Sorgulatan huzursuz bir beden Yaşamak tüm tenimi uyuşturuyor   Yaşamak, sanki kollarımdan tutulmak Isırılmak ismini bilmediğim Tüm canlılarınca evrenin Yaşamak, inci sofraların yemeği     Ve herkesin karşısında ağlamak kadar Acıydı bu yemek   Sevgili sahnem Varınca anladım Göründüğünden daha kalabalıkmış ölüm Diğer renkleri katledip insanın içine giren tek renk ile yıkanmak   Başka zaman dili...

ANILAR ORMANI

Hayatı merdivenlerden çıkmak sanırdık Oysa tek tek iniyoruz o merdivenleri Her basamakta ne kadar karanlığa Karıştığımızı bilmeyerek Bilmeyerek inmek cesareti içimizdeki boşluğa   Satirlerin flüt sesleri yankılanıyor Zemin kırlarla kaplı, çiçeklerin kokusu Dibe inmek cesaretinde bulunana saklanmış Son basamakta sakince ve beklenmedik bir Tebessümle beklemek, bilmeyerek   Belirsiz bekleyişlerin ardını bekler gibi Beklemek, içe çekilen çiçek kokularının Dibe çökmesini denize atılan bir taş gibi Beklemek, içe çekilen acıların dibe çökmesini Yaşanacak ne varsa gitmiş biri gibi   Beklemek, belirsiz anılar ormanında Satirlerin flüt sesleri bana düşmanca Ekşi melodiler çalarken Çocukluğumun çıplak kafası boşlukta Her basamakta ne kadar karanlığa Büyüdüğünü bilmeyerek Bilmeyerek büyümek cesareti bu ‘belirsiz anılar ormanında’

ŞİŞEDE GÖLGE

Bir şişe açalım dediler, içinden yarım yamalak Eciş bücüş, bir ayağı yerde bir ayağı gökte Kafası olması gerekenden daha yerinde ama -fazla eğik, bu gölge bize benziyor içelim   Olması gereken yerli yerinde ama Bu haletiruhiyesi, o da fazla eğik Belli kamburuna hayat koymuşlar, adına gölge Basmışlar bir şişenin içine, içelim biz bizi içelim

TUTUNMANIN REDDİ

Bir rahim, karanlık ve yalnızlık Bir ebediyet, karanlık ve yalnızlık Bir hayat, karanlık ve yalnızlık Hayata aydınlık ve kalabalık bakmak İnsanın aklını korumak için zayıflığının reddi   Kalbinde tutunmuş ne varsa yalnız Zihninde tutulmuş ne varsa yalnız Anlatmaya çalıştıkların, kelimelerin Uzun yollarda yalnız başına ilerliyor Duyulmamanın ve belki de duyulmayacak olmanın reddi   Yorulmak sanki Tanrıya isyan etmek Hakkımız olmayanı yaşamak suretsiz Beden zamandan ayrı gidiyor yalnız Beden tutunmayı bilmiyor ruhun inceliğine Beden karanlık yollarda ruhsuzca ilerliyor   Karanlık, ışıkların sönmesinden ibaret olsa Karanlık, ışıksız yollar olsa unutulmuş Karanlık, kararlılıkla uzaklaşılabilen bir yer olsa Ama insanın kalbine ulaşmasa, yalnızlaştırmasa Beden ruhsuzca bu karanlık rahme tutunmasa   Tutunmanın reddi olsa hakkımız Tutunmanın reddi Bu hayata