ISIRGAN


Kalabalıktır tek kişilik koltuklar
Bulutlar boğar beyazıyla onları
Nasihatler yağdırır gecelere sabahlar
Tımarhaneler raylar arası
Merdivenlerin vardığı çıkış noktasında
Soluk soluğa insanlar
Terli sırtları kambur hayatları
Önümü ilikliyorum
Bir palto yürüyor şimdi sokakta
İçi boş bir mezar Gogol’dan kalma
Hırçın bir rüzgâr esiyor, soğuk duygular
Yalvarıyor insanlığımız -Durun artık !
Paldır küldür ısırıyor ısırgan otları
Yok oluyorum ağlamaklı aralarında
Yırtık bir buluttan sarkıyor damlalar
Islak zeminde kayıyor umutlarım
Ruhuma açılan delikten nice acılar sızıyor istemsiz
Elim cebimde, cebim başıma üşüşmüş anılarla el ele
Sahilin yolunu tutuyorlar öylece
Gün batımında alevleniyor özlem
Ve gün doğumunda batırıyor çığlığını yalnızlık
Vapurlarda dolanıyor ılık bir ruh gibi bedenim
Bir yakadan ötekine
Simit kırıntıları içime işliyor
Dalgalarımla savruluyorum Eminönü’ne
Sonra denize bir bakış bırakıp
Koşuyorum kenarlarını hayatın- çarpana dek
Ateşler görüyorum mısırların altından
Kestanelerin
Dizi yaralı bir çocuğun dizine üfler gibi üfle ateşe
Yoksa sende yanarsın bende bu gidişle






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİZİM ULAŞMAYANIMIZ MAKBUL

UMUDUN GÖLGESİ

İKİ LEM'