GÜL SIZILARI
Karanlıkların içinden yalın ayak bir yalnızlık geçmeden
Aydınlık bir selam vermişti elleriyle buzdan sabahlara
Ama bu mevsim soğuk-eritememişti buzları
İnce sızı taneleri karlarla kaplı inmişti
Yeryüzüne
Ellerinden çiçek kaplı yastık kılıfları geçti yalnızlığın
Kenarlarından minik çengelli iğneler bıraktı
Yerlerini belli etti-sızı bir sızı iki sızı üç
Bir tanesi var ki eline battı
Çiçeklerden biri kırmızı gül oldu
Yeryüzüne
Üzüldü-büzüldü gül toprağın üstüne denk gelemedikçe
Biraz buruk kaldığını-efsununu bulamadığını düşündükçe
Zamanla boynunu yere doğru eğdi
Gözlerini rüzgâra inat dağların olduğu tarafa çevirdi
Bir yaprağını öylece bıraktı
Yeryüzüne
Rüzgârla taşındı diğerlerinin kulağına bu yapraktan geriye
kalan
Ne varsa çiçeğe dair
Hepsi utandı açmalarının yarım kalmışlığından
Duyanlar arasında beyaz bir gül
Çiçekli elbiseye desen diye hapsedildiğini düşünürken
Göğsünün yapraklarından birini kendisinin de bıraktığını
fark etti
Yeryüzüne
Solmuş her çiçeğin bir adı yoktur
Onların bir adı vardı
Yapraklarını dökmüş her birinin adı
‘Gül Sızısı’ydı
Geçmişlerini bırakan
Yeryüzüne
Yorumlar
Yorum Gönder