VATİSTAN
Buradasın İstanbul, boğazını sıkıyorlar Uykularımız benziyor, uyanmalarımız benziyor Kozalaklar yerde yuvarlanadursun Yıkılan binaların sarsıntısıyla uyanıyoruz Tellal geçiyor sokaktan, sevabı kefeninde Kendine göre masumluk savaşında Ellerini cebinden çıkarmadan bakıyor Bakıyor tek tek yüzümüze, sorarcasına Düşümüzde bir gemi serserilik taslıyor Metal konuşuyor, biz nutkumuz tutulmuş Ne kaldı gelmeyen başımıza dercesine Cama vuran sinekle vuruşuyoruz Sinek doğduğuna pişman, iki kafadar Gövdemiz hırpalanmış yere yığılıyoruz Vızıltı sesleri birbirine tekme atıyor Kasılıp kalıyoruz düşmanın limanında Ne zaman çıksa insanlığım tek başına Gündüzleri bıçaklıyorlar, yol ortasında Öylece herkesin gözü önünde Seslerin çokluğunda sessizlik çöküyor Sessizliğin çöktüğü yerde insanlık ölüyor Yalnız kaldın İstanbul Ölü bir laf saldırıyor sana ‘insanlık’ Uyumalı belki uzunca dik bir yokuşta Buradasın İstanbul, dünyanın en uzak...