ÇEMBERLİ BİNA
İnce bıçak uçları dizilmiş, uçlarında parçalarım Çemberli bina yıkık, yalnız, yalın ayak Küçükken döndürdüğüm belimde Bir hurdacı geçmişken evimin önünden işlerim yarım Çocukluğum çamaşır iplerine asılıp Karşı evin camına doğru salınmış, santim santim usulca Yanağımdan düşen bir utanç kıvrımı gibi usulca Öyle usulca öylesine uslanmaz Bir hışımla parlayan ışık aldığında uçları Çemberli bina kanıyor, yaralı, sessizce çökmüş yere Ensemden baldırlarıma ince bir sızıyla mühim değil ayaklarıma Sıcak güz yağmuru süzülmüş Yaşlar anne kaybı kadar derin Bir sevdanın cılızlaşması kadar çirkince Benliğimin kaybolması küçüklüğü ile Hayal yuvası ellerim sessizce ellerinde Mevzu bahis olan pembeden kırmızıya çalan çalgıcılar Pencere altından sızan bir garip melodi geceme Çocukluğum ellerimizden öpmeye yeltendi Çek elini- çek elimi elinden Çemberli bina daralıyor, nefesi tükeniyor, yığılıyor üstüme Çek elimi-çek elini elimden ...