Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

UMUDUN GÖLGESİ

Yaprak düştükçe canı yanan yer Yerden daha çok acıyan bir yan Yaprağını döken gülibrişim   Sen bu mavi fon altında sönersin Söndüğün günün bitimine bana Yaşamayı anlatırsın diye bekledim   Geçer dedim, bir şarkı dinledim Karanlık bir zemin üstünde yazılı Ve mikrofonsuz söylenen bir şarkı   Zamanla ve zamanla söner Söndüğü günün bitiminde biraz olsa Umut, herkesle birlikte bizimle gelir   Konar gülibrişimlerin üstüne Yaşamayı öğretir diye bekledim Karanlık bir gövdeden yığılmış   Yığılan yerinden daha çok acıyan Bir yığıntı var dediler ardından Ve şarkının bitiminde kendimle   O gün tanıştım, bir yığıntı olarak Gülibrişimlerin ardındaki yolda Karanlık bir gövdenin dibinde   Bu hikâyenin manasını bekledim Geçer dedim, çocukluk gibi Mutlu bir an gibi, mutsuzluk gibi   Geçer bu şarkıda geçer gider Bir karanfil tanesi dolanır ağızlarda Belli olan tek şey bu yolun sonunda   Göz...

YARIMDIR ZAMAN

Her hayal yarım kalmaya yer buluyor Bir yatağın kenarına kıvrılıyor içim İçimde dinmeyen yankılar duvardan Duvarlardan sekiyor üstünde zamanın   Zamanım düşünmekten yorgunlaşmış Yankısı bu zamanın zamanımdan çalmış Bedenim içimde kıvranıyor şimdi İçimle bir yatak kenarında dertleşiyor   Bir hayaldir tutunmak kendine Bir hayaldir tutunmak, ellerim kendine Bedenim ince bir yokluğa tutunuyor Yorganlar hep kenarında bu bedenin   Bıraktım diyorsun ya hani bıraktım Bırakan yeni kıyafetler almaz kendine Yorulmuşluk aynı kışlıklarla Üst üste kışlar geçirmektir   Oysa kuş tüyünden yeni nesil kıyafetler var sanki zamanın üstünde Biz ise eksiğiz Üstümüzü zaman tamamlarmış gibi eksik

KESİKLERİMDEN

Beni kesiklerimden tanıyorlar Yamasız kesiklerimden Saklanmamış kesiklerimden Beni derin alın çizgilerimden Ve o çizgilerin altından sızan Hiç hoşlanmadığım terimden   Tenimin tütsülenmiş ve Parça parça edilmiş halinden Beni geleceği başka dünyalara Taşımaya çalışanların karşısında Kesik almalarımla tanıyorlar Geleceğe atamayacağım kesiklerimden   Pes etmemeye çalışırken Hiç hoşlanmadığım pes edişlerimden Beni kayıp geçmişimden tanıyorlar Yamasız ve sızısı açıkça sızan kesiklerimden Saklanmamış ve çocuksu kesiklerimden Beni serin kış akşamlarının Hiç hoşlanmadığım sessizliğinden tanıyorlar Kayıp geçmişim Onları utandırıyor Ama yüzlerinden keskin soğuk kızarıklığı Yüzlerinde sadece soğuk kızarıklığı Sadece bu okunuyor Onları hiç hoşlanmadıkları yüzsüzlüklerinden Hırpaladıkları zamansızlıklardan tanıyorum Utanıyorum Tüm tanışıklıklardan ..

ANLAT CESUR

Cesaretle aptallık Cesaretle aptallık Evet Cesaretle aptallık karıştırılıyor Cesur Bir gün beyaz bir önlük giy Eline uzunca bir oklava al Ve rengi fark etmez geç tahtaya Hamurumuz biraz bozuk olabilir Bol un serp bize öyle anlat Cesur Cesur nasıl olunur   İnce bir sınır çizdikten sonra Bize hangi duyguları kaybettiğimizi Hangilerinin geri dönüşümlü Hangilerinin geri dönüşümsüz olduğunu anlat Nelerin kaç derecelik açıyla teğet geçtiğini bizleri Nelerin bodoslama üzerimize geldiğini Ve kaçta kaçımızın tehlikeli bir varlık Olduğunu anlat   Bir saniyeyi aşmamak kaydı ile Hepimiz pür dikkat dinleriz seni Hem soruda sormayız, doğaldır ki Cevapta beklemeyiz Biz haddimizi biliriz Cesur Biliyorum söylemiştin bir vakit İnsanın insanı aşacak haddi Aşılacak haddi de olmaz Yine de herkes bir had peşinde Akrep kuyruğunu dikmiş bakıyor Biz kuyruğumuzu ondan önce Bırakıp kaçacak gibiyiz Cesur   Bu aptallığın ömrü kaç ay ...

MESAJ

İnce bir hilal Bulutların arkasında Bugün bir kaş şeklinde Çirkince görüntüsü Beni gördüğüne sevinmeyip ‘çatık’ halini alarak Herkese bir mesaj verir gibi Derin bir sessizlik Nefes Bir karıncanın Yaprağı çekiştirme sesi Rüzgâr ve biraz her şeyin ‘az’ı

SARAMADIM

Bu karanlığın sonu yok Bu karanlık insanın kalbinde değil Bu karanlık insanın bağırsaklarına kadar da uzanmıyor Bu karanlık insanın midesinin üzerine taş gibi Taş gibi çökmüş, oturuyor    Kaldırmak elinde ya diyorlar Kişisel kişisel gelişsene, biliyorlar Ütopyalar yaratsa kalbim Ütopyalar olsa dünyam Benim adım insan, kaos benim diğer yanım   Öyle ki canım yanımdan geçti kanayarak Ben yanımı saramadım Çirkinliği bundandır yanımın Ütopyalara düşmanlığı bundandır Taş gibi çökmüşlüğü bundandır   Saramadım.

İŞTE

Çok açık yazmak geliyor bazen içimden Sokakta çıplak dolanan bir insan gibi Yazdığım, acıyı ve huzursuz ruhumu bastırır Olur da iki dakika soluklanırmışım gibi Açıkça sakınmadan sözlerimi   Ama sonra Ne kadar kötü kelime dağarcığın var ki   Yazacak kelime bulamıyorsun diyorum kendime Kelimeler bazı duyguları anlatmakta Cebinden para çıkaran insanın elleri oluyor

VE SENDİN GECE

Uygun kelimeleri bulamayan Bir gece var arkasında çalıların Konuşamayacağını bile bile Yine bir gizlenme halinde kendince   Lal bir gece, lal bir bana karşı Bakışlarımız karşılaşıyor Onu buluyorum kendinde Ürkek bir çift göz, gölgelerle kaplı   Puslu bir perde arkasından Ellerini uzattığında, pusuyla geliyor Yine bir gizlenme halinde kendince Eski bir dergi kapağına benziyor bu haliyle   Amacım seni kırmak değil Ama herkes çekildiğinde En yoğun özlem hali seni benden Beni de senden önce buluyor   En yoğun özlem hali Ağlamak Ve ağlayarak gitmek Sabaha kadar uzun yolları tek başına   O zaman gidelim tek başımıza En yoğun özlem haliyle gidelim Kirası hiç olmadı sonsuz kalışların Kiramız cebimizde gidelim

BİZİM ULAŞMAYANIMIZ MAKBUL

Deri değiştirsen kalbim Pul pul dökülsen Sevgim uzasa kırlara Ağaçlar, ağaçlar çıksa karşıma Kenar yollarında   Yollarda bükülse Senin gibi Bükülse, bükülse, bükülse Yumru şeklinde, asfaltlar yumru olsalar Yumru yumru asfaltlar Uzadıkça sonsuzlaşan, yordukça yoran   Dudaklarını aralasa zaman Kısalacak yollar Yumru yumru asfaltlar Yumruk olup inecek İçimde derin bir oh! Dalgası yayılacak   Ve bir bitki örtüsü serilecek Kalbime Kenar yollarından Kurtulacak ağaçlar En tepe yeşil uçları  Tepemden görünecek   Dudaklarını aralasa zaman Belki kısalacak yollara bile Gerek kalmayacak Hem iki nokta arasında Ulaşmayalım, zaten Bizim ulaşmayanımız makbul

MASUMİYET ODALARI

Yan odama girmeme kararı aldım Yasaklı bir oda olarak kalmalıydı Onun yan odası da öyle Onun yan odası da Benim odalarla oldum olası bir derdim var Tüm soluk düşmanı nesiller sanki orada   Bazı odalara çocukluğumda girmekten Korkardım! Kapısında nefesimi tutup ona kadar sayar Ona kadar saymadan arkamı da dönemezdim Döndüğümde girecek başka odada bulamazdım Yine de sayardım, hem de hiç şaşırmadan   Bir keresinde tüm cesaretimle saymadım İri taneli bezelye kadınlar, ellerinde Menekşeler tutan iri taneli bezelye kadınlar vardı Gözlerinde zincirler bile vardı, birbirlerine Gözlerinden bağlı ve bazı sözleri duymaktan Çok korkan iri taneli bezelye kadınlar   Siyah beyaz oyunlar oynayan bazı Adamlar ve görünmeden ağlayan benden Bile küçük belki de benden olan küçükler vardı Aslında benden olmayan her şeyin Sığdırıldığı uzun koridorlu ve az yeşillikli Çok odalı bir dünya vardı   Neydi bu, dikenli bahçelerde gezen Gölg...

ÇAMUR

Bir boşluktur gökyüzü içimizi dolduran  Kalktım, üşenmedim bu sefer Kalktım ve baktım İçimizi dolduran o gökyüzüne   Acıyı çektiğini zannederken Ektiğini fark eden insan çaresizliğine Büründü suratım, suratımı da aldım Kalktığım gibi oturduk   İçimiz çamurlu yağmurlarla Dolmuş, taşmış ve taş-mış içimiz Taşkınlarda minik bazı çiçekler Minik bazı insanlıklar kalmış   İnsanlığımı bende herkesle birlikte Bir kenara itip yeniden kalktım Baktım, baktım, baktım Matbu bu işleri anlamaya çalıştım   Harfleri sökmeye çalışan çocuk azmiyle Ortaya çıkarttıkları bu oyalanma Bu zamanı eskitme evraklarının hepsini Kendimce anlamaya çalıştım   Ama kenara bıraktığım olmadan Bunda bile oldukça zorlandım Üstüne renkler basılan, biraz resimli Biraz yazılı ve rakamlı kağıtlar olmuş   Hayat, bir avuç bozuk para kadar ağır Ama toplamı bir o kadar az Ve kiminin avucunda bırakıldığı an Bir o kadar değersiz ya han...

KOMUTANIM

Aklım çıkıyor komutanım, aklım çıkıyor Şiirler yazıyorum aklımı korumak için Aptalca insan dilleri öğreniyorum Aptalca yollar öğreniyorum yordamsız Hayatta kalmak için yapılan her şeye şaşardık   Ben şaşmaya kaldığımız yerden Bizim adımıza devam ediyorum komutanım   Zaten klişe sorunlar çıkarmaya başladım Neyi neye katarsam elimde kalmaz Kimi kime katarsam parçalanmaz Kendime sorun olmaya başladım Kendime soru sormaya başladım komutanım Aklını başına al! der gibisiniz ama aklım size Koca harflerle savunmasını hazırlamıştır bile   Savunması bildiğiniz savunmalardan değil Hayatta görebileceğiniz en temiz savunmadır Bir aklın, çıkış anından bir önceki ruh halinin Kaleme aldığı son derece ruhani bir savunmadır Aklımın kalemi bu savunmayı yazarken çok acıdı Sızısı hala devam ediyor komutanım Sızı noktasından akan mürekkep için hapis Yer miyim sizce   Cevabı belli olan bir soru sordum Hoşgörün, başkası görmez ama siz gö...